- sürtünmek
- sürtünmek, 3111IV6* II, 245
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
sürtünmek — e 1) Geçerken değmek, sürünmek Hasta gene duvarlara sürtünerek kendini alt katın merdivenlerine attı. P. Safa 2) nsz, mec. Başıboş, amaçsız dolaşmak 3) nsz, mec. Kavga etmek için sebep aramak Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sürtünüp durmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kerkinmek — nsz Taşıtlarda kalabalıktan yararlanarak başkalarına sürtünmek, sarkıntılık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kertmek — i 1) Bir şeyin kenarında kertik açmak, çentmek 2) hlk. Sertçe sürtünmek Kayık rıhtımı kerterek geçti … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürtünme — is. 1) Sürtünmek işi 2) fiz. Yüzeyleri birbirinin üstüne gelerek biri veya her ikisi ötekine göre ters doğrultuda kayan iki cismin durumu, delk Sürtünme, kinetik enerjinin bir bölümünü ısıl enerjiye çevirdiğinden motorun verimini azaltır … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürtüşmek — nsz, le 1) Birbirine sürtünmek 2) mec. Anlaşamamak, uyuşamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaltaklık etmek — yaltaklanmak O iri, endamlı, dökme kehribar vücudunda öyle bir sokulmak, sürtünmek, bir kedi gibi mırıldana mırıldana yaltaklık etmek istidadı göze çarpardı ki işte bu hâl kasaba çapkınlarının uykularını kaçırır, akıllarını alırdı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük